71. VEREM EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI
10 Ocak 2018

71. VEREM EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI

        Ülkemizde “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” ilk kez 1947 yılında kutlanmaya başlamıştır. İl Sağlık Müdürlüğümüzce verem hastalığına bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesi ve toplumun bilgilendirilmesi amacıyla 07-13 Ocak 2018 tarihleri arası 71. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler planlanmıştır.

        Tüberküloz (verem) halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir. Dünya nüfusun yaklaşık dörtte biri verem mikrobu ile enfektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2017 Raporu”na göre dünya genelinde 2016 yılında %90’ı erişkin ve %10’u çocuk olmak üzere 10.4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Tüberküloz dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden birisidir. DSÖ raporuna göre 2016’da 1.7 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiştir. Türkiye’de ise verem hastalığının görülme sıklığı her yıl yaklaşık %5-7 oranında azalmaktadır. Ülkemizde yıllara göre yeni tüberküloz vaka görülme sayısı 2005 yılından (‰29.4) 2016 yılına (‰15.3) yaklaşık %50 azalmıştır.

        Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” isimli bir bakteridir. Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur. Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde (%60-70) görülür. Hastalığın tuttuğu diğer organlar arasında en sık görülenler; akciğer zarı, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit). Verem hastalığının belirtileri; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi, öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. İki- üç haftadan uzun süren ve tedaviye yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.

        Verem hastalığının tanısı hastanın semptomları, röntgen bulguları ve balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Verem Savaşı Dispanserlerinde (VSD) veremin teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Veremin tedavisinde 6 aylık standart tedavi uygulanmaktadır. Tedavide verilen ilaçlar tamamen ücretsizdir. İlaçların düzenli içilmesi çok büyük önem taşır. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.

        Bulaştırıcı verem hastası ile aynı havayı paylaşan ve verem mikrobuna maruz kalan kişilere verem hastalığı gelişimini önlemek amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmesi gerekir. Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir.

        Verem aşısı - BCG (Bacille Calmette Guerin) özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden verem hastalığını önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Aşı zamanı geçirilirse 6 yaşa kadar yapılabilir.

“Hedefimiz Veremsiz Bir Türkiye ve Dünya”

TUNCELİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ